yumurta >> İngilizce <> Türkçe, İngilizce Sözlük, İngilizce Türkçe Sözlük, İngilizce Türkçe Çeviri, Online İngilizce Sözlük

Genel Arama

Çeviri

Eski Arayüz

Web Arama

Çeviri Kısayolları:

Google Translate

Türkçe » İngilizce

Yukarı

yumurta	{A} ovular {N} egg {PREF} ovi-, ovo-

yumurta	1. egg. 2. testicle, testis. 3. darning egg. yumurta akı egg white, albumen. yumurtayı çalkamak (for a broody hen) to turn over the egg it´s sitting on. yumurta çırpacağı whisk (for beating eggs); eggbeater. yumurtadan daha dün çıkmış young and smart-alecky. yumurta kapıya dayanmak/gelmek 1. for a given period of time almost to be up: yumurta kapıya dayanmadan while there´s still sufficient time. 2. for a situation to become desperate; for someone to be hard pressed. yumurtaya kulp takmak to seize upon the most unlikely things as pretexts for criticizing someone or something. (Arkasında/Sırtında) yumurta küfesi yok ya! colloq. You can´t depend on him./He´ll break his word (or change his tack) whenever it suits him. yumurta sarısı 1. yolk. 2. light orange, deep yellow.
yumurta	* egg. * testicle, testis. * darning egg.
yumurta	egg
yumurta	ovum

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar

Yukarı

çırpılmamış (yumurta vb.)	{A} unbeaten
çift yumurta ikizleri	{N} fraternal twins
döllenmiş yumurta	{N} genoblast
döllenmiş yumurta hücresi	{N} oosperm
embriyonun gelişimini sağlayan yumurta kısmı	{N} yolk
olgunlaşmamış yumurta hücresi	{N} ooblast
taze yumurta	{N} shell egg
tek yumurta ikizleri	{N} identical twins
çırpılmış yumurta	{N} egg: whipped eggs
haşlanmış katı yumurta	{N} egg: hard-boiled egg
katı yumurta	{N} egg: hard-boiled egg
kokmuş yumurta	{V} egg: bad egg
rafadan yumurta	{N} egg: soft-boiled egg, egg: boiled egg
sahanda yumurta	{V} egg: fried egg
suya kırılarak pişirilmiş yumurta	{N} egg: poached egg
yağda yumurta	{V} egg: fried egg, egg: scrambled eggs
yumurta akı	{N} albumen, albumin, egg white, glair, white of egg
yumurta (balık vs.)	{N} spawn
yumurta bayramı	{NPR} Easter
yumurta bırakmak (istridye)	{V} spat