MÜNAKAŞA |
Mücadele. Münazaa. Karşılıklı sözle çekişmek. Bir mes'eleyi sormayı çok ileri götürerek çekişmek. (Bak:
Hakperest)(Hadis-i Şeyheyn'in ittifakına alâmet olan işaretiyle bir hadis bana gösterildi. "Hadis midir, değil
midir?" sual edildi.Ben dedim : Böyle mu'teber bir kitapta Şeyheyn Hadisinin ittifakına hükmeden bir zâta
itimad etmek lâzım; demek hadistir. Fakat hadisin, Kur'an gibi bazı müteşabihatı var. Ancak havass onların
mânâlarını bulabilir. Şu hadisin zâhiri dahi, müşkilât-ı hadisin müteşabihat kısmından olmak ihtimali var, dedim.
Eğer bilseydim medar-ı münakaşa olmuş, öyle kısa değil, belki böyle cevap verecektim:Evvelâ: Bu çeşit
mesâili münakaşa etmenin birinci şartı; insaf ile, hakkı bulmak niyetiyle, inadsız bir surette, ehil olanların
mabeyninde, su'-i telâkkiye sebeb olmadan müzakeresi câiz olabilir. O müzakere hak için olduğuna delil
şudur ki: Eğer hak, muârızın elinde zâhir olsa, müteessir olmasın, belki memnun olsun; çünki bilmediği şey'i
öğrendi. Eğer kendi elinde zâhir olsa, fazla birşey öğrenmedi, belki gurura düşmek ihtimâli var.Sâniyen :
Sebeb-i münakaşa, eğer hadis ise; hadisin merâtibini ve vahy-i zımnînin derecâtını ve tekellümât-ı
Nebeviyenin aksâmını bilmek lâzım. Avam içinde müşkilât-ı hadisiyeyi münakaşa etmek, izhar-ı fazl suretinde
avukat gibi kendi sözünü doğru göstermek ve enaniyetini hakka ve insafa tercih etmek suretinde deliller
aramak câiz değildir. M.) |
|