| ÂRÂM-BAHŞ |
f. Dinlendirici, dinlendiren, ârâm veren. |
|
| ATA-BAHŞ |
f. Bahşiş veren. |
|
| BAHS |
Kazmak. * Ayırmak. * Saçmak. * Birşey hakkında etrafiyle söz söyleyip hakikatı araştırma. Konuşulan şey. *
Teftiş. * Söz münazarası, muaraza, mübahese. * Bir mevzû hakkında tafsilât, açıklama. * İddialaşma. |
|
| BAHS |
Noksanlık. Azlık. Nâkıs. Az. * Akarsu ile sulanmayıp yağmur suyu ile mahsül alınabilen tarla.* Zulüm.
İşkence. * Uzaklık. * Gümrük almak. * Göz çıkarmak. |
|
| BAHŞ |
f. Bağış. Verme. İhsan. |
|
| BAHŞ-I KALENDERÎ |
Cömertçe ihsan yapma, dağıtma. |
|
| CAN-BAHŞ |
f. Hayat bağışlayan, can veren. Sevgili. Cenâb-ı Hak. Allah. |
|
| CİLÂ-BAHŞ |
Parlaklık veren, parlatan. |
|
| DÂD-BAHŞ |
f. Hakkı yerine getiren, adaletli. |
|
| FERAH-BAHŞ |
f. Sevinç veren, sevindiren. Ferah bağışlayan. |
|
| FEYZ-BAHŞ |
f. Feyiz ve bereket veren, feyiz bağışlayan. |
|
| HAYAT-BAHŞ |
f. Hayat bağışlayan, hayat veren, zindelik veren. |
|
| HAYRET-BAHŞ |
f. Hayret veren, şaşırtan. |
|
| HIYRE-BAHŞ |
f. Göz kamaştıran, aklı durduran. |
|
| İFAZA-BAHŞ |
f. Feyizlendiren, feyiz aldıran. |
|
| KASVET |
Katılık. * Sıkıntı. İç sıkıntısı. * Kalb katılığı. (Bak: Kasavet) |
|
| KASVET-EFZA |
f. Kasvet ve iç sıkıntısı veren. |
|
| KASVET-ENGİZ |
f. Kasvet ve iç sıkıntısı veren. |
|
| KASVET-NÂK |
f. İç sıkan, sıkıntı veren. |
|
| KELÂL-BAHŞ |
f. Sıkıcı, yorucu. Yorgunluk getiren. |
|